İnsan önce kendini bilmek ister. Ancak bu isteğine rağmen kimi zaman bulacaklarından korktuğundan pek yaklaşmak istemez. Bir önceki yazıda benlikten bahsettik. İdeal benlik, gerçek benlik gibi. Bu yazıyı okumadan önce ona da bir göz gezdirip bakmanız faydalı olur. Kendinizi tanımanın, tanımaya gönüllü olmanın kolay olmayacak bir süreç olduğunu kabul ederek işe başlamakta fayda var. Ancak yola çıktığınızda kendinizi keşfetmenin ve barışmanın, yaklaşmanın keyfini de görmüş ve hissetmiş olacaksınız.
Kendini tanımanın en güzel ve etkili yollarından biri gerçekten ne hissettiğiniz ve ne düşündüğünüz konusunda bilgi sahibi olmanız, kendinizi araştırmanızdır. Günlük hayatta başınızdan birçok şey geçiyor. İş stresi, günün getirdikleri, ekonomik sıkıntılar, yeni bir sevgili, taşınmalar vs sayısız bir çok şey yaşıyoruz ve hepsi bizde bir yerlere dokunuyor. Günlük telaşta bu dokunan duygular neler, zihnimizden geçenler neler pek bakmıyoruz. Bakmadıkça birikiyor ve yerini yorgunluğa bırakıyor. Bu bakılmayan duygu ve düşünceleri küçük bir çocuk gibi düşünebilirsiniz. Duyulmak, görülmek ve anlaşılmak istiyor ama siz bakmıyorsunuz. Bakmadıkça görülmek için şiddetini arttırıyor rahatsız ediyor ama yine yok.. Günlük telaşlarla ilgilenip yok sayıyorsunuz. O zaman içinizdeki çocuk yorgun düşüyor ve dolayısıyla siz de. Tam da bu nedenle ihtiyaçlarınızı, duygu ve düşüncelerinizi takip etmek çok önemli bir adım. Üstelik kendinizi tanımak istiyorsanız, kendinizle iletişime geçmek, elbette gerekiyor.
Kendinizle zaten konuşuyorsunuz. Önemli olan ne, nasıl konuşuyorsunuz ve bununla ilgili ne HİSSEDİYORSUNUZ. Genellikle insanlar kendileriyle acımasız, eleştirel şekilde konuştuğunu söyler. Peki, en son kendinizle eleştirel konuşup iyi şeyler olduğunu gördüğünüz son olayı bir anımsayabilir misiniz? Örneğin, çok özgüvensiz olduğum için kendime çok kızdım ve lanet ettim. Ama o andan kendimi daha iyi hissettim ve tanımadığım o kişiye selam verme cesaretini elde ettim. Muhtemelen böyle bir cevapla karşılaşmayacaksınız. Peki acaba siz kendinizle GERÇEKTEN nasıl konuşuyorsunuz? Bunu bir takip edin. Eleştirel mi, kızgın mı, şefkatli mi? Bu içsel konuşmalar sizde nereye dokunuyor? Yüzünüz kızarıyor, kalbiniz çarpmaya, terlemeye başlıyor ya da içe mi çekiliyorsunuz? Bu şekilde kendinizle konuşuyor olmanızın size nasıl bir faydası var? Kendi iç sesinizi takip edin ve o konuşmaların sizde nerelere dokunduğunu bir gözlemleyin. Bakalım içinizdeki arkadaşınıza nasıl davranıyorsunuz?
Psk. Dan. Gözde Örs
Bình luận